Colani, Bağdat’taki Arap Birliği Zirvesi gitmek için ABD’den koruma istedi

Suriye'de 8 Aralık 2024'te Beşar Esad yönetiminin devrilmesinin ardından iktidara gelen cihatçı örgüt Heyet Tahrir el Şam'ın (HTŞ) lideri Ebu Muhammed el Colani (Ahmed el Şara), Arap Birliği Zirvesi gitmek için ABD’den koruma istedi.

Şafak haber ajansına konuşan bir HTŞ yönetimi kaynağı, kendini "Suriye Devlet Başkanı" ilan eden Colani'nin 17 Mayıs’ta Bağdat’ta düzenlenecek zirveye katılmak için ABD’den güvenlik garantisi talep ettiğini açıkladı. Habere göre Bağdat'ın sunduğu güvenlik garantilerini yetersiz bulan Colani, kendisine özel bir Amerikan güvenlik şirketi tarafından koruma sağlanmasını istedi.

Öte yandan Katar’ın, Colani ile Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani arasındaki görüşmede arabulucu rolü üstlendiği ve Colani'nin Irak ziyareti konusunda destek verdiği ancak ülkede faaliyet gösteren bir güvenlik şirketine sahip olmadığı bildirildi. İran’ın, Colani'nin Irak ziyareti konusunda sessiz kalmasının da HTŞ yönetimini tedirgin ettiği ifade edildi.

Hakkında tutuklama kararı var ama…

Irak, Arap Zirvesi için Colani'ye resmi davet göndermiş, bu hamle ülkede siyasi tartışmalara neden olmuştu. Colani'nin içinde yer aldığı El Kaide’nin Irak kolu, ülkede özellikle Şii nüfusa yönelik çok sayıda bombalı saldırı ve katliamla hatırlanıyor. Bu saldırılarda yüzlerce sivil yaşamını yitirmişti.

Colani, 2003’teki ABD işgalinden sonra Irak’a Suriye üzerinden gelen binlerce cihatçıdan biriydi. 2005’te ABD kuvvetleri tarafından tutuklandı ve 2011’e kadar cezaevinde kaldı. 2011’de IŞİD’in 2019’da öldürülen lideri Ebu Bekir el Bağdadi’nin görevlendirmesiyle IŞİD’in Suriye kolunu kurmak üzere Suriye’ye döndü, Ocak 2012’de kurduğu Nusra Cephesi’ni zamanla HTŞ'ye dönüştürdü.

Colani hakkında Irak yargısı tarafından 2024’ün sonlarında çıkarılan bir tutuklama emri bulunuyor. Ayrıca Iraklı bir milletvekili de geçen hafta Colani hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Ancak hukukçular Colani'nin şu an "devlet başkanı" statüsünde olduğunu ve bu nedenle ulusal ve uluslararası yasalara göre dokunulmazlığı bulunduğunu söylüyor. (Dış Haberler)